Beyaz Perdeden Vitrine Fütüristtik Bi' Yolculuk
- İrem İkra Güntekin
- 13 Nis 2023
- 2 dakikada okunur
Yazan: İrem İkra Güntekin
Eminim aramızda 'Back To The Future' filmlerini izleyenlerimiz vardır. İlk defa bu serinin 2. filminde ‘geleceğe uygun ekipmanlarla dolu bir spor çantasının’ içerisinden çıkınca tanık -pardon hayran- olduğumuz o ayakkabılar, aslında sinema perdesinin ardına sıkışmış küçük bir ayrıntı veyahut unutulup gidecek bir kurgudan ibaret değil, çok daha fazlasıdır. 1989'dan 2011'e kadar uzanan bu yolculuğu gelin biraz daha derinlemesine inceleyelim.

Oregon Üniversitesi’nin mimarlık fakültesinde okumasının yanı sıra olimpiyatlara hazırlanan başarılı bir atlet: Tinker Hatfield. Ya da Michael Jordan’ın deyimiyle “kaçık bir bilim adam”ı…
Kaçık olduğu konusunda pek bir şey diyemesem de tasarım dünyasının gördüğü tartışmasız en kreatif beyinlerden biridir. Uzun yıllardır Nike’ın baş tasarımcısı olarak görev yapan T.H bu sektöre; mimarlık fakültesinde çizim yapabildiğini keşfettiği sıralarda, başına gelen talihsiz sakatlık sonucu spor hayatının son bulması ve ona ilham olmuş koçu Bill Bowerman’ın sporcularına ayakkabı tasarlamasıyla başlamıştır. Sektörde gün geçtikçe ün kazanan T.H. hayatı boyunca sayısız ayakkabı tasarlamış ve şu an -cebimizi yakan fiyatlarını saymazsak- gönlümüzde taht kurmuş ‘Air Jordan’ serileri dahil birçok tasarımın sahibidir.

Geride bıraktığı spor hayatından esinleniyor olsa gerek, öne çıktığı çalışmaların çoğu birbirinden farklı spor dalları üzerine tasarladığı ayakkabılardan oluşmaktadır. Bu konudaki başarısını "sporcuların ihtiyaçları doğrultusunda tasarım yapmaya özen gösteriyor, onların dilinden iyi anlıyorum" diyerek açıklamaktadır.
Başrolümüz hakkında konudan sapmayacak şekilde bilgi verdikten sonra gelelim T.H’ı başrol yapan imza tasarımı 'Nike Air Mag' modeline. 1989 yılında vizyona girmiş 'Back To The Future 2' filminin 2015 yılında geçen sahnelerinde kullanılması amacıyla tasarladığı bu ayakkabı, onun “geleceği düşünüp, ‘teknolojinin bundan çok daha gelişmiş olduğu bir zamanda ayakkabılar ne gibi özelliklere sahip olurdu? Ve nasıl görünürdü?’ sorularını kendisine sorması”yla ortaya çıkmıştır.
1989 yılında vizyona giren filmde ‘Nike Air Mag’ler kullanılmış ancak T.H’ın hayal gücüne yetişemeyen teknolojik eksiklikler sebebiyle kendi işini kendi gören bağcıklar, ışıklı logo gibi inovatif özellikler bilgisayar efektlerinden yararlanılarak filme dahil edilmiştir.

Filmdeki tasarım hiçbir bilgisayar efekti olmaksızın, tabanının içine gizlenmiş bir kod sistemiyle tekrardan dizayn edilmiş ve filmde seyirciye sunulmuş tüm eşsiz özellikleriyle -kendi işini gören bağcıklar, ışıklı logo tasarımı gibi- birlikte 2011 yılının Ekim ayında sınırlı sayıda (1500 adet) piyasaya çıkarılmıştır.
Baştan aşağı tasarım harikası olan bu ayakkabı için banka hesaplarını sıfırlayabilecek binlerce sneakerhead, ayakkabı çekilişine katılabilmek için tanesi 10 dolar olan biletlerden alabildikleri kadar alıp şanslarını arttırmaya çalışmışlardır.
Neyse ki ayakkabılara sahip olmak uğruna verdikleri ekonomik savaş Parkinson hastalarına yardım etmek amacıyla Michael J. Fox Vakfına bağışlanmıştır.

Bu ayakkabı için ilk alıcı yorumu ise bir zamanların en bilindik ayakkabı koleksiyoneri olan Portland’lı Jordan Geller’dan gelmiştir: “İşlevsel çekiciliğinin yanı sıra estetik çekiciliğe de sahip... Öylesine fütürist ki teknoloji bu ayakkabılarla farklı bir boyut kazanacak”.
Comments