Bir Devrin Sonu: Serena Williams

Yazan: İrem Yıldırım

Tarih 3 Eylül 2022.

Üç ay önce tenis dünyasını sarsan inanılmaz bir olay oldu. Dünyanın en çok para kazanan kadın sporcusu ve dünyanın 1 numarası "Kortların Savaşçı Kraliçesi" Serena Williams tam olarak bu tarihte tenis kariyerine son verdi.

Serena Williams, 1958’de Althea

Gibson’dan bu yana bir Grand Slam

şampiyonluğu elde eden ilk siyahi kadın

olmuş ve 1975’te Arthur Ashe’den sonra Grand Slam tekler şampiyonluğu kazanan ilk siyahi raket olarak tarihe geçmişti. 14 yaşında ilk maçına çıkan, 18'ine bastığında Avustralya Açık’ta ilk Grand Slam turnuvasına katılan, 19 yaşında da dünya sıralamasında ilk 10’a girmeyi başaran Williams, 23 Grand Slam şampiyonluğu ve çift kadınlarda üç, tek kadınlarda bir olimpiyat altın madalyası bulunan eşi benzeri görülmemiş bir raketti. Bu ve bundan sonraki başarılarıyla sporun sınırlarının çok ötesinde bir ikona dönüşen Williams, kariyeri boyunca cinsiyet ve ırk eşitliğini her platformda savundu.

Serena Williams’ın hikâyesi bir masalı andırıyor. Gerçek olmayacak kadar fantastik ve bir o kadar da zorluklarla dolu bu hikâyede, Williams’ın babası Richard’ın büyük payı var. Yılda 52 bin dolar kazanan Richard, dört günlük turnuvada alınan 40 bin dolarlık ödülü görünce koşa koşa eve gitmiş ve eşine iki çocuk yapmaları ve çocukları tenisçi olarak yetiştirmeleri gerektiğini söylemişti. Gerçekten de Richard Williams, Venus ve Serena daha doğmadan önce kızlarının kariyerlerini satır satır planlamış bir baba. Richard, çabasıyla yoksul mahalleden iki dünya yıldızı tenisçi çıkartmayı başardı. Sportif rekabetle ve ırk ayrımcılığıyla erken yaşta tanışan iki kardeşin eğitimleri maddi yetersizliklerden ve ayrımcılıktan dolayı bir hayli zor geçmişti. Onlar “zengin beyazların” sporuna göz dikmiş, yoksul Afro-Amerikalı iki kardeşti ve şartlar böyle çocuklar için hiç de eşit değildi. Williams kardeşler, ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da fizikleri ve teknikleriyle rakiplerini kolayca mağlup ediyor, büyük turnuvaların kapılarını çalmaya başlıyordu. Williams kardeşlerin hırçınlığıyla ve oyun stilleriyle kimse başa çıkamadı. Venus profesyonel kortlara daha önce çıkmış olmasına rağmen babalarının yaptığı değerlendirmeye göre, tenis tarihini baştan sonra değiştiren kişi Serena olacaktı. Serena’yı ablasından ayıran meydan okuma yeteneği ve fiziksel üstünlüğü nedeniyle daha korta çıkmadan rakipleri üzerinde psikolojik olarak üstünlük kurmasıydı. Serena Williams, geleneksel oyunu tersine çevirmiş ve tenis dünyasının statükosuna meydan okumuştu. Asırlardır süregelen servis atışı onunla değişmiş, bir boksörün sert yumruğunu andıran güçlü servisleri rakiplerini neye uğradığını şaşırtmıştı. Daha o yaşında gücünü doğrudan yansıtan öldürücü servisleri ile rakiplerini ürkütüyordu. Kadınlar tenisinde o güne kadar bu kadar sert servis kullanan başka bir sporcu yoktu. Kusursuz bir tekniği olan Williams, açık duruşu ve ani koşularıyla rakiplerini adeta afallatmıştı. Korta çıktığında maçı kazanacağını rakibine hissettiren Williams, baskıyı artırıyor, tüm gücüyle topa vuruyor ve kükremeye benzeyen bağırışlarla karşısına çıkanı titretiyordu. Williams, mental olarak hazır olmadığı dönemi gücüyle maskelemişti. Yıllar geçtikçe mental olarak eksikliklerini giderdi ve ortaya sarsılmaz bir şampiyon çıktı.

Dünya 1 numarası Serena Williams’ın antrenörü Patrick Mouratoglou, Williams’ın tüm zamanların en çok Grand Slam kazanan kadın tenisçi olmadan tenisi bırakmayacağını söyledi. Kariyerinde 23 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Serena Williams, bir Grand Slam turnuvası daha kazanması halinde 24 Grand Slam ile rekoru elinde bulunduran Margaret Court ile şampiyonluk sayılarını eşitleyecek. Mouratoglou ayrıca, “Serena’nın bunu başaracağına inanıyorum. O da inanıyor. İnanmasa tenisi bırakırdı. Kariyerinde elde ettiği büyük başarıların ardından ilk kez bebek dünyaya getirdi, ailesini kurdu ve tüm zorluklara göğüs gererek tenise döndü. Yeniden şampiyonluğa ulaşmak için inanılmaz bir çaba gösteriyor. Forma girmek için saatlerce çalışıyor. Grand slam kazanamayacağını düşünseydi tenise çoktan veda ederdi.“ dedi.

ABD merkezli moda dergisi Vogue’a hafta içi yaptığı açıklamada, ailesine daha fazla vakit ayırmak ve başka alanlara yönelmek için sezonun son Grand Slam turnuvası olan ABD Açık’ın ardından bu spordan uzaklaşacağını belirten Williams, maçın ardından gözyaşları içinde seyircilere veda etti. Serena Williams, ABD Açık üçüncü tur maçında Avustralyalı Ajla Tomljanovic ile karşılaştı. Mücadeleden 2-1 mağlup ayrılan Williams tenis kariyerini sonlandırdı. Dünyanın en büyük tenis stadyumu olan Arthur Ashe’de oynanan Serena Williams’ın maçını, ilk iki turda da olduğu gibi yaklaşık 30 bin kişi canlı takip etti. Kariyerinin 1014. ve son maçına çıkan Serena Williams, maç sırasında ve sonunda yoğun destek aldı. 1999 yılında ilk Grand Slam'ini kazandığı Amerika Açık’ta tenis kariyerini noktalayan Serena Williams, mücadelenin sonunda gözyaşlarını tutamadı. Serena Williams veda konuşmasında; “Bugün burada ve yıllardır yanımda olan herkese teşekkür ederim. Her şey anne ve babamla başladı. Baba, biliyorum ki şu anda beni izliyorsun. Teşekkürler. Sanırım bunlar mutluluk gözyaşları, yani umarım öyledir. Venüs olmasaydı Serena olmazdı. Bugün burada olmamın tek ve en önemli sebebi Venüs Williams’tır. Teşekkürler Venüs. Hepinize teşekkürler. Hayatımda yaşadığım en güzel süreçti. “ sözlerini kullandı. “Eğer bir Grand Slam finalindeysem, o zaman o rekoru düşünüyorum. Belki de çok fazla düşündüm ve bu da yardımcı olmadı.“ diyen Serena Williams, hislerini “Anne olduktan sonra şansım vardı. Emzirirken oynadım. Doğum sonrası oynadım. Ama oraya ulaşamadım. Yapmalıydım. 23 şampiyonluğum var. Tenis özgeçmişimi oluşturmakla ailemi oluşturmak arasında bir seçim yapmam gerekirse, ikincisini seçerdim.“ şeklinde ifade ediyor. Serena Williams şu anda 41 yaşında ve bir çocuk sahibi.

O bir efsane, bir eşitlik savunucusu, bir savaşçı, o şu ana kadar gelmiş geçmiş en iyi kadın tenisçi.