Neden Yılbaşına Bu Kadar Önem Veriyoruz?
- Lal Camgöz
- 30 Mar 2023
- 3 dakikada okunur
Yazan: Lal Camgöz
Her sene Türkiye’de, hepimiz yılın en “özel” gününde aynı saatte ve saniyede aynı şeyi bağırarak söylüyoruz. 3…2…1…
Hoş geldin yeni yıl!
Yılbaşı ülkemizde ilk defa 1930 yılında kutlanmaya başlandı. Yılbaşının ilk günü resmi daireler, çarşı pazar ve dükkânlar da açık bulunurdu. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yılbaşı yadırgansa da zamanla insanlar buna alıştı. 1935'te yılbaşı, resmi tatil günü olarak kabul edilince, tatil ile birlikte bayram havası içinde kutlanmaya başlandı. Aslında bizim şu an evimizde süslediğimiz ağaçlar, birbirimize aldığımız hediyeler Noel’in gelenekleri fakat Türkiye’nin batılaşma sürecine girmesi ve bizlerin bu gelenekleri benimsemesiyle zamanla bu gelenekler kültürümüze oturdu. Dini amaçlar için kutlamadığımız bu günün bu kadar abartılıp, piyasada yer edinmesi çok da gerekli miydi tartışılır fakat kapitalist düzenin bundan hiç şikayetçi olmadığı aşikar. Bizler de bu tematik günleri kutlamaya alıştık diyebiliriz, bir nevi de işimize geldi. İnsanların artık yeni dilekler, yeni hedefler için bir bahanesi var. Aslında hayata dair hedeflerimizi 16 Mayıs’ta da koyabiliriz, 25 Kasım’da da. Klişeye uyum sağlayıp 1 Ocak’ta da koyabiliriz ki hiçbir şey değişmeyecek çünkü hedefler yine aynı hedefler, biz yine aynı biz ama sadece daha farklı anlamlar yüklemeyi tercih ediyoruz bazı günlere. Tamamen bir alan memnun, satan memnun ilişkisi var piyasayla aramızda. Onlar yılbaşı temalı süsler satıyorlar, ağaçlar, kıyafetler satıyorlar. Biz de alıp kendimizi tatmin ediyoruz. Bunun kötü bir şey olduğunu ya da yapılmaması gerektiğini savunmuyorum elbet benim de yılbaşım bunlardan ibaret zaten fakat bunun bu kadar piyasa malzemesi olmasına gerek yok, sadece yılbaşıyla sınırlı olmadığından dolayı söylüyorum bunu. Her özel gün bu şekilde halka sunulsa en sonunda şu kapitalist dünyanın içinde kaybolup giderdik ki zaten öyle de oluyor.
Her ne kadar Noel’deki hediyeleşme geleneğinin temelinde “karşılıksız iyilik ve fedakarlık” yatsa da günümüzde bunun anlamının bizler için biraz değiştiğini söyleyebiliriz. Bana kalırsa artık bu “karşılıksız iyilik” olayı yerini biraz karşılıklı bir hale bıraktı. Mesela biri size şu anda yılbaşı hediyesi alsa ama siz almamış olsanız suçluluk duymaz mıydınız? Evet sözde karşılıksız olması gerekiyordu ama belli ki suçluluk duyduğumuza göre bu kişinin de bir beklentisi olduğunu düşünüyoruz çünkü aslında bizde içimizden “eğer ben birine hediye alsaydım ve o bana almasaydı bozulurdum, herhalde o da bozuldu bana şimdi” diye geçiriyoruz.
Yılbaşında satışlar göz ardı edilemeyecek şekilde artış gösteriyor. Bunun nedeni de az önce bahsettiğim gibi hediye geleneğinin olması. Markalar da bizim koşulsuz şekilde yılbaşında hediye aldığımızı bildiğinden dolayı bu temaya uygun ürünler çıkartıyorlar. Bunlar genelde kardan adamlı kupa, küçük biblolar gibi şeyler oluyorlar. Ama düşünsenize hayatınız boyunca yılbaşında bunun gibi hediyeler alıyorsunuz ve hepsi bir yerde birbiriyle aynı olmaya başlıyor ve israfa doğru gidiyor ama biz tabii ki hediye vermeye devam ediyoruz çünkü vermezsek “çok ayıp” etmiş oluyoruz. Zaten insan ilişkilerini de yılbaşında veya herhangi özel bir günde alınan somut bir hediyeye bağlamak da bizlerin yaptığı gereksiz abartılan şeylerden biri.
Aslında yılbaşına bu kadar önem vermemizin bir sebebi de kendimize bir uğraş bulmak istememiz. Bu durumun özellikle de pandemiden sonra daha çok olduğunu düşünüyorum. Hepimiz evlerden çıkmamaya ve tek başımıza vakit geçirmeye alıştık, belki de çoğumuz biri bizi dışarıya bir şey yapmaya çağırdığında evden çıkmayı reddettiğimiz için bu kişileri reddediyoruz fakat yılbaşı yılların geleneği olduğu için kimse bugünde insanların tekliflerini reddetmiyor. Tabii bu durum bir yerden sonra sadece önemli günlerde dışarıya çıkmamıza yol açıyor bu da bu özel günlerin bizler için değerini arttırıyor. Her ne kadar bu tür günler para tuzağına çevrilse bile bazen hepimizin gündelik hayatın dışında şeylerle uğraşmaya ve kafamızı dağıtmaya ihtiyacımız oluyor. Diğer insanlara da ayak uydurmak istediğimizden ortada bu günü kutlamamak için bir neden kalmıyor diyebiliriz.
Yorumlar